12 Haziran 2011 Pazar

kopuk kopuk yazma seremonisi part bilmem kaç!

geçenlerde aklımdaydı işte bu konu hakkında yazılmalı diyordum düşündüm düşündüm de hatırlayamadım ama sonra hatırlayamıyor olmam isabet olmuş dedim ben bir konuda yazmaya odaklanınca yazamam ki,yazarım da yazamam pek okunası olmaz yani..

israf etmemeli insan hayatı..yaşanmışlıkları,yaşanacakları,sevgileri israf etmemeli..kelimeleri,harfleri hatta noktalama işaretlerini tüketmemeli..çok ihtiyacı olduğunda kullanabileceği bir "nokta"sı mutlaka kalmalı..tabi bunları yaparken kaçırmamalı da,yaşamalı dibine kadar tadına varmalı..ikisi bir arada olur mu diye soracak olursanız,cimri ama zengin aynı zamanda mutlu -ya da öyle görünen orasını bilemicem- insanlardan pay biçebilirsiniz..

kaybedenler kulübünü izledim bugün,çok büyük beklentilerim olmadığından çokta büyük bir hayal kırıklığı yaşamadım.hani beklentileri düşük tutmak hayal kırıklıklarını minimuma indirir derler ya çok doğru,bu filmle teyit ettim..en hunharından bolca sevişme sahnesi içeren filmimiz hani birinde mi duyguyu alamaz insan "yok" işte..ben de sevişmek denen olayın aslında göründüğü kadar yüzeysel olmayan bir şey olduğuna inananlardan olduğumdan şu filmlere bu sahneleri koymalarının boşluğunu düşündüm..sözüm ona film izledim ama bolca bolca düşündüm..bu en deriniydi:)neyse filme farklı bir bakış açısı getirdikten sonra hiçbir yerini sevmedim değil.mesela "yalnızlıkla dalga geçmenizden hoşlandım yapacağım şeyden(intihar oluyo bu)o gece vazgeçtim bugün programı dinleyeyim yarın yaparım dedim,ertesi gece dinledim ve fark ettim ki ölmeyi unutmuşum" kısmını sevdim.tabi bir de "insan karar vererek aşık olmaz.sadece bir bakar olmuş."öyledir ama hadi ben bir aşık olayım demezsin,planlayamazsın..zaman yönetimi kilitli kalır şu yıl şu ayda aşık olcam diye bir şey yoktur..hatta aşktan köşe bucak kaçtığında kucağında buluverirsin kendini..aşktır bu ne kaçış,ne bekleyiş ikisini de sevmez.ne kadar kendine özgü bir duygudur aşk..dengesizdir..bu yüzdendir aşk bir dengesizlik halidir..

öyle çok şey yazasım var ki..biraz da "portobello cadısı"ndan bahsedeyim..athena..ya da şirin ama o athena denilmesinden hoşlanıyor..gizemiyle ruhunu yoğuran,dansıyla mutluluğu harmanlayan cesur bir kahraman..cesaretini sevdim,sabrını..sabır kilit noktadır..severim..bitince daha net şeyler yazabileceksem de okunası "portobello cadısı"

bugünlerde fazlasıyla kendimleyim,fazlasıyla kendimde..düşünmek için,okumak için,yazmak için,dinlenmek ve dinlemek için bolca zamanım var..zaman sonsuz anlarıyla en büyük armağan olsa gerek..öte yandan anlatmak istiyorum,konuşmak..bunu yapabileceğim kimsenin olmaması benim gibi geveze bir insanı zorluyor kısacası gk ve şk'yı özledim..ee nusreti de yolculayınca..benim gibi yalnızlıktan hoşlanmayan bir insana ağır gelecek şeyler bunlar...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder